20 Aralık 2008 Cumartesi

Pervane böcekleri...

Bir gece pervane böcekleri toplanıp bir mumu nasıl bulabileceklerini tartışırlar. İçlerinden biri “hepimiz birden gidip boşuna yorulmayalım. Birimiz bir mum bulsun, gelip bize haber versin” der.

Bir pervaneyi seçer gönderirler. Gönderdikleri pervane böceği uzakta bir köşk, köşkün içinde de apaydın bir mum görür, döner geri gelir. Gördüğü, anladığı kadarıyla mumu anlatmaya başlar…

Yaşlı bir pervane, “senin mumdan haberin bile yok!” diyerek onu kınar.

İkinci bir pervaneyi gönderirler. Bu seferki, kendini muma şöyle bir atar, sonra dönüp geri gelir. Mumdan bahseder, ona nasıl kavuştuğunu, sıcaklığını anlatır.

Yaşlı pervane onunda sözünü kesip, “senin bu anlattığın mum değil!” der, “sende öbürüne benziyorsun, anlamadığın şeyi nasıl anlatabilirsin!” der…

Son gönderdikleri pervane ise mumu görünce adeta sarhoş olur. Sevinçle ateşe atılır, ateş onu tepeden tırnağa sarar, bütün vücudunu alev alır, kıpkırmızı olur.

Diğerlerini kınayan yaşlı pervane uzaktan mumun bu pervaneyi onurlandırıp, kendi rengine boyadığını görünce, “işte bu işi yalnız o başardı…” der. “Kim nereden bilsin… Mumdan yalnız onun haberi var.”

Bu dünyada gerçeği bulan, her şeyden vazgeçen, dünyadan bihaber kişidir. Sende candan, cisimden uzaklaş ki canana yaklaşasın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumlarınız için teşekkür ederim..