20 Aralık 2008 Cumartesi

Yitik sevgili şems..

Künyemdeki ateş yazısı, ayrılık rüzgarlarıyla silinmede ...

İçimde gizleneni, alnımdaki ateş yazgısını bana okuyan ve bana sırrını öğreten ey gönlümün anahtarı pervane, Sen ateşimi yeniden yaktın, Sonra yaktığın ateşin sırrında ben de seninle yandım ve ateş payitahtımız oldu.

Oysa şimdi hased yağmuruna tutulduk gammaz Kafur’un ve kara bir rüzgarın iki yanına savrulduk.

Derler ki bulunca yitirmenin zamanı başlar, neden bulunur yitirilecek olan; sonsuzluktan uzanan yol neden kesilir birden?..

Artık ayrılık, meçhulün zindanı demektir, yittiğim kuyu, ağladığım ıssızlık; çaresizliğim, hiçliğim .. isimsizliğim .. demektir.

Ey en sevgili!
Kim duyar sesimi inlesem,
Kim siler gözyaşlarımı ağlasam,
Kim anlar acımı söylesem ,
Kim arar beni yitikliğimde, ey ateşime yanan pervane, senden başka kim bulabilir beni?
Yeniden ateşimi kim yakabilir ve etrafımda döne döne, ateşimle yana yana, senden başka kim bana bir yaşam armağan edebilir.

Ey nar’ıma yanan pervane! Ayrılık sezgilerinle gör beni.
Gör ne derin bir kuyuda yittim,
Ne karanlık bir zindanda söndüm.
Ne azaplı bir yazgıda yalnızım gör,
Ve daha evvel bulduğun gibi yeniden bul, yeniden tutuştur ateşimi.
Ve yeniden yak seninle beni, benimle seni.


-alıntı-
_________________

Saklarım sinemde aşkın nur-ı imanım gibi
Beslerim cismimde derdin cevher-i canım gibi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumlarınız için teşekkür ederim..